Türkçem Dergisi 2010 Yılı Ödülü Fahri Kayanın
Pazartesi 03 Mayıs 2010 21:40Türkçem Dergisinden yapılan yazılı bir açıklama ile Türkçem Dergisi 2010 Yılın Ödülünün Makedonyanın başkenti Üsküpte yaşayıp yaratan Fahri Kayaya verilmesi kararlaştırıldığı bildirildi.
Prof. Dr. Nimetullah Hafız, İskender Muzbeg, Mehmet Bütüç, Ferhat Aşıkferki, Taner Güçlütürk ve Zeynel Beksaçtan oluşan Seçici Kurul tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkçem Dergisi 2010 Yılın Ödülünün bu kez Üsküpte yaşayıp yaratan Fahri Kayaya verilmesi kararlaştırıldı.
Söz konusu ödülün ünlü şair, yazar, çevirmen, devlet adamı Fahri Kayanın doğumunun 80. yılına rastlaması, ödülü daha bir anlamlı kılmaktadır.
Türkçem Dergisi Sahibi ve Yazıişleri Müdürü Zeynel Beksaç imzalı açıklamada şöyle deniliyor:
Fahri Kaya, Makedonya, Kosova ve genelde Balkanlarda 60 yılı aşkın bir dönemdir Türklüğün, Türkçenin, Türk kültürü ve sanatının nöbetine durmuş, yürekli bir şekilde bu topraklarda kimliğimizin onurlu ve yüzü ak yaşatılması için öncelikle insancıl ve evrensel değerlere sadık kalarak büyük bir aydın olarak ayakta alkışlanacak çalışmalar sunmuş ve sunmaya devam etmektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası yeni edebiyatın dal budak salmasında klasiklerden biri olarak Haziran ayı içinde 80 yaşına basacak olan bu koca çınarın yeşeren dalları biz Kosovalı yazar şair, eğitim ve kültür adamlarımıza uzanmış, katkısı, hakkı hepimize çok büyük olmuştur.
Bugün, Türkçem Dergisinin Kosovada özellikle Türkçe eğitim gören ilköğretim öğrencilerinin vazgeçilmez dergisi konumunda olduğu gerçeğiyle gururlanıyorsak ve bu bizlerin doğru yolda adımladığımızı kanıtlıyorsa, bu hizmeti bundan böyle de en iyi bir şekilde ve daha büyük bir sorumluluk duygusuyla devam etmemiz gerektiğinin bilincindeysek, şartlar zor olsa da, Türkçem olarak bu direnci, bu çabayı, bir sözle anadil sevdasını sürdürmekte kararlıyız.
Türkçem, Kosovada bir barış türküsü, Türkçem kardeşliğin sesi, uyumun, hoşgörünün ve sevginin yanlısıysa, çokuluslu bir ortamda ben de varım, buralar benimle daha bir rengârenktir diyebiliyorsak, Türkçem, güzelliğin buluştuğu bir randevu adresiyse, arı misali halkların değişik dillerinden özü alıp, o tadı paylaşmayı amaç biliyorsa, mutluluğun paylaşıldıkça daha bir anlam içerdiğinin farkındaysak, burada Fahri Kaya, merhum Necati Zekeriya ve daha nicelerinin ruhu, yüreği ve direnci mutlaka vardır.
Ömrünü bu halka, yarınlara güzellikler vermek için harcayan, onların çok yönlü dünyalarını rengârenk kılmak için çırpınan, bu gök kubbede hoş bir seda bırakmak için güne merhaba ve kendi deyimiyle Bu topraklarda varlığımızı ispat etmek için yazıyorum\' diyen Fahri Kayaya selam olsun diyor, daha nice sağlıklı ve mutlu bir o kadar yaratıcı yıllar diliyoruz.
Fahri Kaya
15 Haziran 1930 yılında Kumanovada doğdu. Annesi ev kadını Fatime Hanım, babası da Kumanovada Işık adlı Türk ilkokulunu açan ve 2 yıl aynı okulun müdür görevinde bulunan öğretmen Mustafa Efendidir. Kaya, gelenek göreneklere bağlı ve Atatürkçü bir aile ortamında yetişti. İlkokula kaydını yaptırmadan önce sübyan mektebine giderek şehrin ünlü muallimlerinden olan Mukaddes Hoca yanında hatim indirdi. Şehrin Bulgarlar tarafından istila edilmesiyle orta okula Bulgarca devam etti. 1944 yılının sonunda öğrenimini Makedonca olarak sürdürdü. 1946 yılında babası Türk okullarına öğretmen yetiştirmek için açılan Pedagoji kurslarına Türk dili ve edebiyatı hocası olarak atanınca Fahri Kaya ailesi ile birlikte Üsküpe taşındı.
Üsküpe varır varmaz öğretmen olmak için pedagoji kursuna yazıldı. Üç aylık kursun sonunda lise üçe devam etmeye hazırlanır ki, Milli Eğitim Bakanlığından öğretmen olmak için tayini çıkar. Derken, 1946 yılının 1 Ekim günü Kocanaya bağlı yetmiş hanelik güzel ve toprağı çok verimli olan Yakimovaya varır. Köyde okul olmadığından her şeye sıfırdan başlar. Cami yanında, cemaatin sohbet ettiği yer okul olur. Birkaç gün içinde belediyenin de yardımları sayesinde yazı tahtasından sıralara kadara okulun çalışmaya başlaması için aşağı yukarı gereken her şey sağlanır. Bir ay sonra, on altı yaşında olan Fahri Kaya bir yandan öğretmen, bir yandan da okulun yönetmeni olur.
Fahri Kaya, bir fırsatta hayatında Yakimovada kaldığı dört yılın Belgrat Üniversitesinde geçirdiği dört yıldan çok yararlı bir dönem olduğunu söyler. Burada köylülerle kaynaşır, yaşlılar için yazı okuma kursları açar ve yerli halk arasında türkülerimizin canlanması için çaba harcar. Köyde kültür derneği yanı sıra gençlerden oluşan bir futbol takımı da kurar. 1950 ilk aylarında İştipte düzenlenen Türklerin ilk folklor festivaline öğrencilerinin katılmasını sağlar. Köyde kaldığı dört yılda İştipteki Makedon öğretmen okulunu dıştan bitirip, eğitim ile kültür bilgisini geliştirir.
Dört yıl ardından sonra köydeki öğretmenlik görevinden istifa edip Üsküpteki filoloji fakültesine kaydını yapar. Tam dersler başlayacağı sırada, yüksek öğrenimini Belgrattaki Filoloji Fakültesinin Şarkiyat Bölümünde sürdürmeye karar verir. Belgratta geçen dört yıl Kayanın genel kültürünün gelişmesine büyük katkısı olur.
Belgrattayken genç kalem erleriyle tanışır. Belgrat Üniversitesinin Edebiyatçılar Kulübü üyesi olarak çeşitli toplantılara ve tartışmalara katılır. Burada, Filoloji Fakültesi Talebeler Birliğinin başkanlık üyesi olarak da siyaset alanında ilk görgüye sahip olur.
Belgrattan Üsküpe dönüşünde uzun yıllar yazıp muhabir olduğu Birlik gazetesinde çalışmak ister. Ancak, bazı nedenlerden dolayı işe alınmaz. 1954 yılının Eylül ayında Üsküp Radyosuyla iş ilişkisi kurup, burada çocuk ile kültür yayınlarını hazırlar.
İki yıl sonra Necati Zekeriyanın yönettiği Sevinç dergisine geçer ve onunla birlikte Sevinç ve yeni çıkmaya başlayan Tomurcuk dergilerinde çalışır. Dergiler çerçevesindeki yayın etkinliğini de birlikte yürütürler.
Kaya, bir yandan da radyodaki görevini sürdürür. Ancak 1958 yılında, Türkçe çocuk dergilerini yayınlayan Detska Radost yöneticileri tarafından iki kişi çok görülür. Bu durum karşısında Fahri Kaya Detska Radosttan ayrılmak mecburiyetinde kalır.Ama bu kez Birlik gazetesinin kapıları aralanır kendisine.
1958-1969 yılları arasında Birlik gazetesinde çalışır. İlk günden kültür sayfaları sorumlusu olarak başladığı bu gazetede kısa bir zaman sonra baş ve sorumlu yazar yardımcısı olarak görev alır.
1962 yılın sonlarında gayri resmi, 1963 yılından itibaren de resmi olarak gazetenin baş ve sorumlu yazarı olur. 1969 yılının sonlarına kadar bu görevde bulunur. Gazetenin daha iyi bir içerik kazanması ve daha kabarık sayıda okura ulaşması açısından büyük çaba harcar. Öyle ki onun döneminde Birlik gazetesi parlak bir dönemi yaşar.
Gazeteden ayrıldıktan sonra siyasete atılır. İki yıl Makedonya hükümetinin kültür sorunlarıyla uğraşır. Ardından tanıtma sekreterliğinin, bugünkü deyimle bakanlığın başına geçer. Bu görevde altı yıl kalır. 1974 yılın sonlarında Makedonya Komünistler Birliği İcra Komitesinin üyesi olur. Bundan sonra da partinin başkanlığına seçilir. Bu görevde sekiz yıl basın ve yayın araçlarının ideolojik sorunlarıyla uğraşır.
1982 yılında yedi kişiden oluşan ve Makedonya Cumhurbaşkanı görevini gören başkanlık görevine seçilir. Sekiz yıl görev yaptığı devletin bu en yüksek mevkiinden emekliliğe ayrılır.
1991 yılında emekli olup Üsküpte yaşıyor ve büyük bir enerjiyle bu topraklardaki Türk kültür sanat dünyasına yeni değerler katmaya devam ediyor.
Fahri Kaya, 1950 yılında öğretmenlikten ayrıldı ayrılmasına, ancak eğitimle olan ilgisini kesmedi. 1955 -1965 yılları arasında göç yüzünden öğretmensiz kalan: Tefeyyüzilköğretim okulu, Nikola Karev Öğretmen Okulu ve Üsküpteki Yüksek Pedagoji Okulunda birkaç yıl dıştan Türk dili ve edebiyatı dersleri verdi.
Bu arada ortak olarak Necati Zekeriyayla, daha sonraları da kendi başına Makedonya ve Kosovadaki Türk okulları için Okuma Kitapları ile Alıştırma Defterlerini hazırladı.
Fahri Kaya edebiyata öğretmen olarak çalışmaya başladığı yıllarda gönül verdi. Çocuklar için ilk şiirlerini 1964 yılında Yakimovada yazmaya başladı. Şiirlerin ilk okuyucu ve dinleyicileri de öğrencileri oldu. Şiirlerini ilk alkışlayan da onlar oldular.
İlk şiirlerini İlk Adımlar adı altında kitapta topladı. Bu kitap, ikinci dünya savaşından sonra bu topraklarda çocuklar için yayınlanan ilk ve çağdaş yayın etkinliğimizin tarihinde dördüncü kitap olması açısından önemli bir yeri vardır. Kayanın bunun dışında Köyden Sesler (1958), Hoşça Kalın (1965) ve Çocuk Rüyaları (1991) adlı kitapları da gün yüzünü görmüştür.
Fahri Kaya, şiir yanı sıra çocuklar için hikâyeler de yazdı. Yaratıcılığını değerlendirenler, yazarın hikâyede şiirden daha başarılı olduğunu vurgularlar. Diyalogun ağır bastığı bu hikâyelerde zengin bir çocuk dünyası var. Yazar hikâye etmek istediklerini çocukların anlayabilecekleri çok sade bir dille anlattığı için zevkle ve seve seve okunmaktadır. Çocuklar için yazdığı hikâyelerini Güle Güle (1978) ve Küçük Hanım (1997) başlıklı kitaplarında topladı. Yazarın bu kitapları 2001 yılında Ankarada Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da yeniden yayınlandı.
Fahri Kaya yaşlılar için de hikâyeler yazdı. Bu hikâyelerin büyük bir kısmı İkindi Güneşi adlı kitabında yer aldı. Konusu ağırlıklı olarak göç olan ve doğdukları topraklarda ölmek şansına sahip olamayan insanların çileli yaşamalarını anlatan bu hikâyelerin hem belgesellik hem de sanatsal açıdan edebiyatımızda ayrı bir yeri vardır. Bu kitaptaki hikâyelerin kimileri Makedonca ve İngilizceye de çevrilip yayınlandı. Yazarın yayınlanmayı bekleyen Yatsıya Doğru ikinci kitabı da bulunuyor. Bu hikâyeler konusal açıdan İkindi Güneşi kitabındaki hikâyelerin bir bakıma devamı sayılabilir.
Fahri Kayanın yaşlılar için yazdığı şiirler de var. Ancak Kayanın bu şiirleri henüz kitap haline gelmedi.
Fahri Kaya; eleştiri, deneme ve diğer tür yazılarıyla edebiyatımızda, kültür yaşamımızda önemli bir yere sahip olan nadir yazar ve aydınlarımızdan biridir. Tiyatromuzda oynanan oyunlar, oyunları sahneye koyanlar ve oynayanlar hakkında devamlı yazdı.
Altmış yıl dur durak bilmeden Makedonya ve Kosova Türklerinin kültür etkinlikleri ve olaylar hakkında yazdı. Kültür ve eğitim alanındaki yazılarıyla düşünce üreten bir aydınımız oldu.
Birçok konularda ciddi araştırmaları var. Bu tür bilimsel çalışmalarıyla o, diğerleri arasında bu topraklarda Türk varlığının tarihiyle ilgili çok bilinmeyen, ya da unutulmuş kimi olayları gün yüzüne çıkarmak ve böylece bu topraklarda Türk varlığının ispat edilmesi yönünde önemli katkısı oldu. Yarınlar için bir kaynak özelliğini taşıyan bu çalışmalarının (araştırmalarının) önemli bir bölümü Seçme Yazılar (1994), Makedonyada İz Bırakan Türkler (2009) ve Gün Bugün /2010/ kitaplarında yer almaktadır.
Bu çalışmalar dışında Fahri Kayanın çağdaş Türkiye yazarları için de yazdıkları az değildir. Hemşerimiz şair Yahya Kemal Beyatlı ve gene Üsküplü olan Sabri Berkel hakkında yazdıkları takdire layıktır.
Fahri Kayanın ders kitapları konusunda da yoğun çalışmaları var. Öyle ki 1957 yılından 1995 yılına kadar Makedonya ve Kosovada Türk okullarında kullanılan okuma kitaplarının çoğunda onun imzasına rastlanır.
Kosova öğrencileri için yeni yöntemli bir Alfabe hazırladı. Bu, İkinci Dünya Savaşından sonra Kosovada Türk Dili üzere yayınlanan ilk alfabedir.
Yazarın ilkokulların beşinci ve altıncı sınıflar için hazırladığı Edebiyata Pencere adlı kitapları yanı sıra, liselerin dördüncü sınıfları için Edebiyat adlı kitabı da var. Ayrıca Türkçe Alıştırma Defterleri kitaplarını da hazırladı. Kaya, birçok ders kitabını Türkçeye çevirdi.
Fahri Kayanın derleme ve antoloji içerikli kitapları var. İlk olarak Makedon Yazarlarının Çocuklar İçin Yazdıkları adlı antolojisi yayınlandı. Bunu beş yıl sonra Türk Masalları antolojisi izledi. Yugoslavyadaki Türk yazarlarından seçmeyi de Gökkuşağı adlı bir kitapta topladı. Fahri Kayanın bir başka antolojisi de Yugoslavya Türk Hikayesi dir.
Hazırladığı antolojilerden üçü Türkiyede yayınlandı. 1992 yılında İstanbulda Eski Yugoslavyada Çağdaş Tük Şiiri, 1993 yılında Ankarada Çağdaş Makedon Şiirleri Antolojisi, 1995 yılında da Yapı Kredi yayınları arasında Çağdaş Boşnak Edebiyatı Antolojisi gün yüzü gördü.
Bu antolojilerin dışında Fahri Kayanın Nazım Hikmetin şiirlerinden oluşan büyük bir derlemesi vardır. Bu derleme 1982 yılında şair Adem Gaytaninin çevirisiyle Arnavutça olarak da basıldı. Şair hakkında uzun bir denemesiyle birlikte bu seçme daha sonraları Özlem ve Ayrılıklar başlığı altında Makedonca dilinde yayınlandı. Kaya, Melih Cedvet Andayın şiirlerinden kapsamlı bir derlemeyi de Eden Nov Svet başlığı altında gene Makedoncaya kazandırdı. Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdetten seçtiği şiirler de Novo Staro adlı bir kitapta yayınlandı. Kayanın imzasını taşıyan değerli bir antoloji de Sovremena Turska Poezijadır. 70 kadar Türkiye şairinin şiirlerini kapsayan antolojinin Makedon şiir severlerine kazandırılması Kayanın kitapta çağdaş Türk şiiri üzerine geniş bir inceleme yanı sıra şairler için de geniş bir bibliyografinin yer alması açısından bu çalışmanın özel bir yeri var.
Yazarın, 1953 yılında Dr. Mariya Cukanoviç ile yaptığı ve Belgrat Deçja Kniga yayınları arasında çıkan Turske Bajke seçmesini de saygıyla anmak gerekir.
Yazarın Türk halk edebiyatı ile çağdaş Türk yazarlarından çeşitli dergilerde yayınlanan birçok yazı, derleme ve çeviri yazıları vardır. Bunların arasında Fazlı Hüsnü Dağlarcaya Struga Şiir Akşamlarında Altın Çelenk ödülünün verilmesi dolayısıyla yayınlanan monografide yer alan şairin kişiliği ile yaratıcılığını içeren yazısının da önemi büyüktür.
Fahri Kaya, başta kimi kültürel konuları incelemek ve konferans vermek üzere; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Sovyetler Birliği gibi birçok ülkede bulunmuş, Türkiyede; Ankara Gazi, Bursada Uludağ ve Kocaeli Üniversiteleri ile Türk Dili ile Tarih Kurumlarının örgütlediği uluslararası kongre ve toplantılarına bilimsel bildirileriyle katılmıştır.
Öğretmen, gazeteci, yazar ve siyasetçi yönüyle Fahri Kaya, Makedonya ve Kosovada yaşanan kültür sanat olaylarının çoğunda sunmuş olduğu büyük katkısıyla iz bırakan saygın şahsiyetlerimizden biridir.
Sonunda şunu vurgulamak gerekir ki Fahri Kaya, Balkanlarda ve genelde Türk Dünyası içinde Türk kimliğinin yaşaması ve Türk kültür varlığının yenilenmesi, gelişmesi için kişisel çıkarlarını bir yana iterek, büyük bir içtenlik ve enerjiyle çalışan, çaba harcayan aydınımızdır.
Kaynak; (Kimi küçük eklemelerle birlikte) Yeni Balkan Gazetesi
Yorum
YORUM KURALLARI
1. Yaptığınız yorum, yazıyla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2. Yazım ve dilbilgisi konusundakı hassasiyetinizi yorumlarınızda da gösteriniz.
3. Her zaman nazik bir üslup kullanmaya özen gösteriniz.
4. Yukarıdaki kurallardan herhangi birine uymamanız durumunda, site editörü yorumunuzu yayınlamama hakkına sahiptir.